Heveslenmeyin; o koridor açılmayacak
1860'ta küresel ekonomik sistem, kütlesel üretim, işçi sınıfı ve elektrik enerjisiyle, 'vahşi kapitalizm'de yeni bir sürece girerken, uluslararası sistemde kurulan 'asimetrik düzen'in hedefi, merkantilizmin evrilmiş hali olan...
1860'ta küresel ekonomik sistem, kütlesel üretim, işçi sınıfı ve elektrik enerjisiyle, 'vahşi kapitalizm'de yeni bir sürece girerken, uluslararası sistemde kurulan 'asimetrik düzen'in hedefi, merkantilizmin evrilmiş hali olan kapitalist sisteme ucuz enerji, ucuz işgücü ve yeni 'tüketiciler' bulmak; dünyanın farklı coğrafyalarını 'post-modern' sömürgeciliğin kontrolüne alabilmekti.
Kapitalizmin güçlenmesinde itici güç konumundaki unsurlardan biri olan enerji adına da, yeni 'keşfedilen' petrol üzerinden yürüyecek 'enerji savaşı' için de 'batıdan-doğuya doğru' hâkimiyet koridorları açılması gerekiyordu. Üç kritik deniz koridoru hem askeri, hem de ticari gerekçelerle, mutlaka 'asimetrik düzen'in elinde olmalıydı. Bunlardan ilki, 17 Kasım 1869'da hizmete açılan Süveyş Kanalı'ydı. İkincisi 15 Ağustos 1914'te hizmete açılan Panama Kanalı'ydı. Üçüncü deniz koridoru ise İstanbul ve Çanakkale boğazlarıydı.
'Asimetrik düzen'in 1915'te, savaştığı Osmanlı İmparatorluğu'na karşı, düzenleyeceği askeri harekâtla iki Türk boğazını ele geçirmesi, Avrasya'nın ve 'enerji savaşı'nın kaderini değiştirecek nitelikteydi.
Hem Balkanlar'dan Asya- Pasifik'e kadar uzanan Kafkasya, Hazar, Orta Asya koridoru, hem Avrasya'nın medeniyet ve sıklet merkezi Anadolu kontrol altına alınacak; hem de 'asimetrik düzen'in yanında yer alan ve Türkiye topraklarında gözü olan Rusya İmparatorluğu'na destek olunacaktı.
Türk ordusunun, Mehmetçiğimizin dünya askeri tarihine kazınmış Çanakkale Zaferi, 'asimetrik düzen' için hayati önem taşıyan 3. deniz koridorunun 'Türk' koridoru kalmasının destanıdır.
Çanakkale Zaferi, hem Avrasya'nın, hem de Rusya'nın tarihini değiştirmiş;
Kurtuluş Savaşı da, Asya- Pasi...