Hürmüz ve ötesi
2000'li yıllarla birlikte, Atlantik ile Asya-Pasifik arasında hız kazanan 'küresel güç merkezi' rekabetinin bir sacayağı da 'enerji'ye dayanıyor...
Asya- Pasifik'in dünya mal üretiminde artan ağırlığı enerji gerektirmekte. 2016-2019 arası 19 milyon varilden 20 milyona tırmanan Asya Pasifik'in günlük ham petrol ithalatı, 2020'de 21 milyona, 2025'de 25 milyona ve nihayet 2030'da 30 milyon varile ulaşacak. Bu dönemde, Kuzey Amerika'nın günlük ham petrol ihracatı 1 milyon varilden 6 milyon varile yükselirken, Orta Doğu'nun günlük ham petrol ihracatı ise 20.5 milyon varilden 22 milyon varile yükselecek. Söz konusu projeksiyonlar şuna işaret ediyor; ABD 2020 ile 2030 arası ham petrol üretimini daha da katlayarak, günlük ham petrol ihtiyacı olan 22 ile 25 milyon varilin yarısından fazlasını kendi imkanları ile karşılayıp, günlük üretiminin 3-4 milyon varilini de ihraç edecek.
2040'a kadar küresel petrol piyasasında dengenin öyle bir şekillenmesi gerekiyor ki, ABD'nin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak petrolü iç üretim ve ithalat yoluyla ucuza temin etmesi, kendi halkının ve başta havacılık endüstrisi, tüm sektörlerin yakıt ihtiyacını kabul edilebilir bir seviyede tutması gerekiyor. ABD'nin günlük petrol ithalatını 10 milyon varile kadar düşürürken, 2000- 2017 arası Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı'ndan yaptığı ithalatı 3 milyon varilden 2 milyona indirdi; buna karşılık, aynı dönemde Kanada'dan yaptığı ithalatı 1.8 milyon varilden 3.8 milyon varile çıkardı.