Küresel jeopolitik geçiş dönemi ve Türkiye
Soğuk Savaş bittikten sonra, 'Amerikalı' Amerika'nın, yeni muhafazakar (neocon) akımla birlikte, küresel siyaset sisteminde ortaya koyduğu temel iddia, neoliberal ekonomik anlayışın ana ekseni oluşturduğu bir konjonktürde...
Soğuk Savaş bittikten sonra, 'Amerikalı' Amerika'nın, yeni muhafazakar (neocon) akımla birlikte, küresel siyaset sisteminde ortaya koyduğu temel iddia, neoliberal ekonomik anlayışın ana ekseni oluşturduğu bir konjonktürde, küresel ticaret ve sermaye hareketleri serbestleştikçe, önemli sayıda ülkenin bir demokratikleşme rüzgarına kapılacağı ve giderek güçlenen bir dalgaya bağlı olarak, daha otokratik rejimlerin dahi bu dalgadan nasibini alarak bir 'değişim süreci'ne girecekleri idi. Ülkeler arasında 'bağımlılık' ve 'bağlantısallık' derinleşecek ve bu tablo küresel ve bölgesel jeopolitik gerginlikleri bertaraf edecektir. Batılı ekonomiler ise, ihtiyaç duydukları ürünleri gelişmekte olan ekonomilere ürettirerek, sanayi sonrası toplum olma özelliklerini derinleştireceklerdi.
1990'lı yılların ikinci yarısında patlak veren 'Asya Krizi'ni de, bu manada yükselen Asya ekonomilerinin kendi istekleri doğrultusunda 'dönüşüm'e dirençlerinin kırılma noktası olarak okumayı tercih ettiler. Oysa, krizi yaşayan Asya ekonomilerinin tümü 'dayatılan' bağımlılık...