‘Mega tehditler’ dönemine hazırlıklı olmalıyız
21. Yüzyıl'ın başında, her şey yolundaymış gibi gözükürken, dünyanın gündemi 'mega trendler'di. Sürdürülebilirlik, hiper-dijitalleşme, mobilite ve çevreye duyarlı, net-sıfır karbon...
21. Yüzyıl'ın başında, her şey yolundaymış gibi gözükürken, dünyanın gündemi 'mega trendler'di. Sürdürülebilirlik, hiper-dijitalleşme, mobilite ve çevreye duyarlı, net-sıfır karbon odaklı yeşil kalkınma tüm uluslararası teşkilatların ana gündemini oluşturmaktaydı. Uluslararası zirveler ve dünya medyası sadece bu başlıkları ve geleceği konuşuyordu. Ancak, 2008 küresel finans krizi 'Washington Konsensüsü'ne ve ondan beslenen hiper-küreselleşme dönemine ilk büyük darbeyi indirince, pozitif gündem bir anda değişti; dünya yeni zorlukları ve 'yeni normal'i konuşmaya başladı. Üstüne, 2020-2023 dönemini kapsayacak şekilde, iki 'siyah kuğu' Kovid-19 küresel virüs salgını ile Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan gelen darbeler de eklenince, ardı ardına gelen ağır şok dalgaları küresel ekonomi-politik sistemi derinden sarsınca, hiper-küreselleşme (hyper-globalization) dönemi de darmadağın oldu.
Bu nedenle, bugün 'mega trendler' kadar, hatta daha çok, artık 'mega tehditler' dönemini de konuşuyor ve tartışıyoruz. Peki nedir 'mega tehditler'....