Piyasa ekonomisi başarısına saldırı

15 Temmuz FETÖ hain darbe girişiminin halkımızın destansı direnişi ile bertaraf olmasının birinci yıldönümünü idrak ettiğimiz bu hafta, Türkiye Ekonomisi'nin bugün ulaştığı nokta ile Türk...

15 Temmuz FETÖ hain darbe girişiminin halkımızın destansı direnişi ile bertaraf olmasının birinci yıldönümünü idrak ettiğimiz bu hafta, Türkiye Ekonomisi'nin bugün ulaştığı nokta ile Türk halkının kahramanlığı, gözüpek olması arasında çok güçlü bir bağ olduğunu vurgulamamız gerekiyor.
Kurtuluş Savaşı'ndan 15 Temmuz'a, Türkiye yakın tarihinde bir sürü badireler atlattı. Bu badireleri, her defasında demokrasisini ve ekonomisini daha ileri taşıma azmi ile aştı. Bilhassa, 2000'li yılların başlarından itibaren bir bir hayata geçirilen demokratik ve ekonomik reformlarla, Türkiye, dünya ekonomisi ve siyasetine yön veren pek çok uluslararası platformun 'etkili' bir üyesi oldu.
Türk halkının kahramanlığı ve gözüpek yapısı, ekonomi alanındaki girişimciliğine yansımakta. Son 15 yılda yakalanan yüksek büyüme hızında, özel sektör yatırımlarının ve Anadolu KOBİ'lerinin 'devrimsel' dönüşümünün, kurumsallaşma hamlesinin çok büyük katkısı oldu. Türkiye'nin her ili ihracat yapar hale geldi.
Bu tartışmasız ve uluslararası düzeyde de tescillenmiş başarı, özel sektör hâkimiyetinde, rekabetçi ve piyasa ekonomisine dayalı bir ekonomik yapının oluşmasında da önemli bir dönüşümü beraberinde getirdi. Bu başarı Türk halkının özgüvenini perçinledi ve Türk iş dünyasının dünyanın her yerinde, başı dik olarak, önemli iş bağlantıları ve yatırımlar gerçekleştirmesini sağladı. Türkiye, küresel ekonomik sistemin önemli oyuncuları arasında hak ettiği yeri aldı. 15 Temmuz gecesi, hain darbe girişimi, sadece Türkiye'nin demokrasisine değil, ekonomi alanındaki başarısına da yönelik vahşi bir saldırıydı. Bu saldırı, halkımızın destansı kahramanlığı ve Türkiye Ekonomisi'nin güçlü altyapısı ile püskürtüldü. Piyasa ekonomisi alanında elde edilen başarı ve sürdürülebilir makro denge sayesinde, pek çok önde gelen ülke ekonomisinin atlatamayacağı bu düzeyde bir hainliği ekonomimiz telafi etmeyi bildi ve yeniden güçlü büyüme trendine geri döndü.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 39 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar