Ticaret Savaşları ‘kırmızı’ya dayandı
Trump Yönetimi'nin çok yönlü yürüttüğü ticaret savaşlarında, müzakereleri sert bir dille ve gerginliği tırmandırarak yönetmesi, her ne kadar Kanada ve Meksika başlıklarında ABD'nin beklediği tavizleri koparmasına imkan sağlamış olsa da; aynı metodolojinin Çin ve AB kanadıyla yürütülen müzakerelerde aynı sonucu vermediği gözleniyor...
Bu da, şu tehlikeyi beraberinde getiriyor;
Trump Yönetimi, Çin'e ve AB'ye karşı mutlaka istediği sonucu elde etmek için, masada elini ne kadar daha sertleştirebilir?
Uluslararası kurumlar ve son 40 yıllık süreci analiz etmiş akademisyenler, ticaret savaşları'nda ilk kez dünya ekonomisine ve küresel ticarete ciddi zarar verebilecek düzeyde 'kırmızı çizgi'ye dayanıldığına işaret ediyorlar.
ABD ile Çin arasında 'ticaret savaşı'nı da daha da karmaşık hale getiren konu, müzakerenin sadece iki ülke arasında Çin lehine olan ticaret dengesizliğini gidermeyle sınırlı olmamasından kaynaklanıyor. Müzakerenin kritik önemdeki bir noktası, Çin'in para birimi olan yuanı serbest dalgalanmaya bırakmasına; yani, değer kazanmasına izin vermesine, bir diğer başlık olarak da Çin'in ABD devlet tahvillerine düzenli talep göstermesine dayanmakta.
Oysa, bu satırları kaleme aldığım geç saatlerde, Çin Merkez Bankası'nın rezervlerinde mart ayı sonu itibariyle 10 milyar dolar daha ABD tahvili azalttığı açıklandı.