Türkiye ve Hindistan’ın ‘dengeleyici’ rolü
Küresel ekonomi-politik, bilhassa 'gelişmiş Atlantik'in 21. Yüzyıl'ın temel sorunlarına çözüm üretecek süreçlere, mutabık kalınacak yol haritalarına gereken ilgiyi, ciddiyeti ve samimiyeti göstermemesi kendisinden uzak coğrafyalarda artan sorunlara kayıtsızlık ve sorumsuzluk göstermesi nedeniyle, hayli sancılı, hayli ağır bir 'dönüşüm'ün içinden geçiyor.
Neoliberallerin ve neoemperyalistlerin hakimiyetindeki 'müesses nizam'ın dayatmaları, insani değerlere yönelik duyarsızlıkları, hoyratlıkları, yeryüzünün toplumsal ve doğal atmosferini zehirlemiş durumda.
soluduğumuz oksijen o kadar zayıf ki; umutsuzluk adeta dünyayı esir almış gibi hissediyoruz. Oysa, 21. Yüzyıl açısından kaçınılmaz gerçek olan 'Asya- Pasifik'in önlenemez yükselişi'ni 'neoemperyal' metotlarla durdurmaya çalışmak yerine; 'gelişmiş Atlantik' Türkiye ve Hindistan'ı 'küresel dönüşüm'ün 'dengeleyicileri' olarak göreve çağırabilirdi.