Türkiye’nin ‘oyunu değiştiren’ projeleri

Soğuk Savaş, 1947 ile 1991 arası, 'iki kutuplu' bir dünyada, 'Batı' ile 'Doğu' Bloku'nun kendi menfaatlerini gözettiği; bu nedenle, 'beşeri kalkınma'dan çok, 'savunma ve uzay rekabeti'ne milyarlarca doların akıtıldığı bir dönem olarak tarihe geçti.

Oysa, dünyanın istisnasız her yaşam noktasında en temel ümit, beklenti, tüm insanoğlu adına yeryüzünü daha yaşanabilir kılmak için, 'kapsayıcı', 'adalet' ve 'refah'a dayalı bir ekonomi-politik düzeni hayata geçirmekti. Bu nedenle, Soğuk Savaş sona erdiğinde, dünya vatandaşları 'küreselleşme' olgusunu bu ümidi, beklentiyi hayata geçirebilecekleri bir 'fırsat' olarak kabullendiler.
Ancak, 'neoliberal' ve 'neoemperyal' dayatmalara odaklanmış 'küresel müesses nizam', 'kapsayıcı', 'adalet' ve 'refah'ı önceliklendiren bir ekonomi-politik düzen yerine, salt kendi çıkarlarını gözeten bir 'küreselci' anlayışı dayatmaya kalktı ve dünya vatandaşları bu 'dayatma'yı reddetti

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 37 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar