Üretim için kaynak ve strateji
Reel sektörden gelen sinyaller, Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundaki sektörlere yönelik üretim stratejilerinin iyi modellenmesi halinde, büyümenin daha da hızlanacağına işaret ediyor. Bu süreçte, iki önemli nokta...
Reel sektörden gelen sinyaller, Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundaki sektörlere yönelik üretim stratejilerinin iyi modellenmesi halinde, büyümenin daha da hızlanacağına işaret ediyor. Bu süreçte, iki önemli nokta öne çıkıyor; birincisi net ihracatın büyümeye katkısını sürdürülebilir kılacak ölçüde, ihracatçılarımıza yağan siparişlerin üretime dönüşmesini sağlayacak kapasiteleri oluşturmak; ikincisi ise, bir önceki noktayla da bağlantılı olarak, küçük atölyelerden büyük işletmelere, yatırımların canlanmasını sağlayacak planlama ve mekanizmaları oluşturmak gerekiyor. İmalat sanayisinin hem üretim, hem de istihdam açısından öne çıkan sektörleri, üç konuyu netleştirmek gayretindeler; birincisi üretimin finansmanına yönelik imkânlar nasıl geliştirilecek; ikincisi kapasite artışına bağlı olarak artacak istihdam ihtiyacı nasıl karşılanacak ve üçüncüsü hammadde ihtiyacının karşılanmasına yönelik süreçler nasıl oluşturulmalı? Kredi Garanti Fonu aracılığı ile reel sektöre sağlanan başarılı finansman desteği, kamu mali disiplini açısından sürdürülebilir değil.
Bu nedenle, yatırımların finansmanına yönelik başka bir mekanizma oluşturulması gerekiyor. Bu noktada, mega projelere yönlendirilmiş kredilere yönelik menkul kıymetleştirme (VDMK) adımları ile, işletmelerin, atölyelerin üretim kapasitesini artırıcı hamlelerine kaynak oluşturulabilir. Bunun yanı sıra, sermaye piyasası alanında, yatırımların finansmanına yönelik araç çeşitlendirilmesi imkânları araştırılmalı. Dış ticaretin finansmanında nasıl ki Eximbank'ın rolü güçlendiriliyor; ilk etapta Kalkınma Bankası'nın imkânları da güçlendirilmeli; KOBİ'lerin daha fazla yararlanacağı kaynaklar oluşturulmalı.