‘Yatırımcı dostu’ anayasa paketi
Bir noktayı belirtmemde yarar var; 2030, 2050 Türkiye'si için gönlümden esas geçen 'yepyeni' bir anayasa. Bununla birlikte, 'yepyeni' bir anayasa ve onun devamı olarak, Türkiye Ekonomisi'nin kurumsal yönetişime yönelik 'yepyeni' bir...
Bir noktayı belirtmemde yarar var; 2030, 2050 Türkiye'si için gönlümden esas geçen 'yepyeni' bir anayasa. Bununla birlikte, 'yepyeni' bir anayasa ve onun devamı olarak, Türkiye Ekonomisi'nin kurumsal yönetişime yönelik 'yepyeni' bir bakış açısının oluşturulması adına, 16 Nisan'da oylayacağımız 'Anayasa Paketi' tarihi bir eşik ve her bir seçmen olarak, Türkiye'nin geleceği adına üzerimizde önemli bir sorumluluk var. Referandumda 'evet' diyerek, bürokrasiye, kamu yönetiminin iş yapma biçimine öyle bir 'devrimsel' bakış açısı kazandıracağız ki, Türkiye Ekonomisi'nin hızlanmasını sağlayacak reformların önü açılmış olacak. Yeni 'büyüme modeli'nden 'yatırım ortamının iyileştirilmesi'ne, etkin istihdam piyasasından 'yüksek teknoloji odaklı ar-ge' hamlesine kadar, 17 Nisan'dan itibaren 'siyasi istikrar'ı kalıcı kılacak kritik önemde bir adım atacağız.
Uluslararası Para Fonu (IMF) uzmanlarının Ocak 2011'de yayınlanmış ve 1960 ile 2004 arası 169 ülkeyi dikkate alarak hazırladıkları çalışma, siyasi istikrarsızlığın ülkenin ekonomik büyümesini yıllık bazda 2.4 puan negatif yönde etkileyebildiğini gösteriyor. Bunun anlamı, yüzde 5 büyüyebilecek bir ülkenin, siyasi istikrarsızlık yüzünden bunun yarısını kaybetmesi anlamına gelmekte. 1991ile 2002 arası, kurulan ve bozulan koalisyonlarla, hem siyasi, hem de ekonomik istikrarsızlıklarla dolu bir dönemi yüzde 2.9 büyüme ile tamamladık.