Çocuk sahibi olamamak

Değerli okuyucular, İnfertilite, 12 ay veya daha uzun süre düzenli korunmasız cinsel birlikteliğe rağmen gebelik oluşmaması olarak tanımlanan bir üreme sistemi hastalığıdır. Türkiye’de infertilitenin evli...

Değerli okuyucular, İnfertilite, 12 ay veya daha uzun süre düzenli korunmasız cinsel birlikteliğe rağmen gebelik oluşmaması olarak tanımlanan bir üreme sistemi hastalığıdır. Türkiye’de infertilitenin evli çiftlerin %10-20’sini etkilediği bildirilmektedir (Taşçı ve ark. 2008). 

İnfertilitenin hem kendisi hem de üreme yardımı için uygulanan inceleme ve tedavi yaklaşımları çift için ciddi bir psikolojik yük oluşturmaktadır. Kadınların yaklaşık %50’si, erkeklerin %15’i infertilitenin hayatlarının en üzücü deneyimi olduğunu bildirmektedir (Freeman ve ark. 1985)

Tedavi sırasında yaşanan bebek kayıplarından dolayı, infertil bireyler her yas tepkisinde olduğu gibi şok, inkar, öfke, suçlama ve suçluluk gibi duygular yaşamakta ve kontrol kaybı, özgüven azalması, anksiyete ve depresyon uzun süre devam edebilmektedir (Burns ve Covington 2006) 

Yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlarda, çocuk sahibi olamamanın kadınlar üzerinde başta üzüntü olmak üzere, mutsuzluk, hiçbir şeyin değişmeyeceği düşüncesi, eşinden ve ailesinden utanma, boşanmaktan korkma gibi çeşitli etkilere neden olduğunu göstermiştir. 

Çocuk sahibi olamamak, çiftlerde tüm yaşam alanlarını etkileyen bir sorun olarak algılanabilir. Bazen bu sorunu, çiftin tüm sorunlarının merkezi durumuna gelebilmektedir. İnfertilitede anne ve babalığa ilişkin rol kaybı, yetersizlik ve çaresizlik duyguları gündeme gelir ve benlik saygısı zedelenir. Kendisini yetersiz, eksik ve çaresiz hisseden birey olumsuz yaşantılarını değişmez olarak kabul etmeye, gelecekle ilgili olumsuz beklentilere ve zamanla umutsuzluğa sürüklenmeye başlar.

İnfertilitenin nedeni erkekten kaynaklansa bile, karmaşık ve girişimsel tedavi sürecine maruz kalan genellikle kadın olmaktadır. Özellikle yoğun psikolojik tepkiler ve psikiyatrik belirtiler kadınlarda daha sık görülmektedir. Tedavi gören kadınlarda, bedenin işgal edilmesi veya saldırıya uğraması nedeniyle yoğun korkular yaşanabilmekte, ayrıca “kısır” tanısı almanın getirmiş olduğu yetersizlik, güçsüzlük, çaresizlik ve utanma, benlik saygısında azalmaya neden olabilmektedir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hipnoz ve hipnoterapi 05 Şubat 2023 | 141 Okunma Borderline kişilik örgütlenmesi 22 Ocak 2023 | 130 Okunma Tüm yönleriyle depresyon 08 Ocak 2023 | 219 Okunma Çocukluk çağı travmaları bugünü nasıl etkiler? 25 Aralık 2022 | 173 Okunma Sınavlarda çok heyecanlanıyorum 11 Aralık 2022 | 173 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar