Panik atak EMDR ile tedavi ediliyor
Değerli okuyucular, panik bozukluk; nefes almada zorluk yaşama, sıklıkla nefes alıp verme, titreme, kalp çarpıntısı, baş dönmesi, çıldırma veya ölüm korkusu gibi farklı bilişsel ve bedensel emarelerin...
Değerli okuyucular, panik bozukluk; nefes almada zorluk yaşama, sıklıkla nefes alıp verme, titreme, kalp çarpıntısı, baş dönmesi, çıldırma veya ölüm korkusu gibi farklı bilişsel ve bedensel emarelerin çok baskın olduğu, tekrarlayıcı ve ani panik atakları ile tespit edilen bir bozukluktur. (Sevinçok ve Akoğlu, 2001). Panik bozukluğu sürecinde panik ataklarının ayırıcı özelliği “bir sebeple irtibatlı olmadan kendi kendine ve beklenmedik” şekilde meydana gelmeleridir (Karabekiroğlu, Karabekiroğlu, Cömert ve Topçuoğlu, 2007). Panik ataklarının bu nitelikleri hastaların bir sonraki panik atağının ne kadar sonra kendini göstereceği hususunda yoğun bir kaygılı bekleyiş içinde olmalarına yol açabilir. Bu kaygılı süreç “beklenti anksiyetesi” ismiyle ifade edilmektedir. (Güz ve Dilbaz, 2003: 34).
Panik atağın en belirgin niteliği; beklenmeksizin, sebepsiz şekilde kendini göstermesi ve bu tabloya ağır bir korku ile huzursuzluk hissinin eşlik etmesidir. Panik bozukluğu yaşayan hastalar, panik atağı emarelerini kalp krizi geçirdiği, felç yaşayacağı, bayılacağı, kontrolünü kaybedeceği, öleceği veya çıldıracağı şeklinde yorumlamaktadır. (Sevinçok ve Akoğlu, 2001)
Panik atağı hızlı bir şekilde kendini gösterir, başladıktan sonra 2-10 dakika içerisinde zirveye çıkar ve genellikle bu süreç 10-30 dakika devam eder. Nadir olmakla beraber saatlerce sürdüğü de olur. O esnada hastaların yaptıkları faaliyetleri devam ettirmeleri zorlaşmış, hatta imkânsız duruma gelmiştir. (Köroğlu, 2006).
Panik bozukluk rahatsızlığı yaşayanlar bir an evvel içinde oldukları durumdan çıkmayı istemektedirler. Kalp hızının artması, çarpıntı ve başta dönme gibi teşhis kriterleri içinde bulunan emareler hastalar tarafından en çok beyan edilen emarelerdir. Bunlardan başka panik atakları esnasında hastalar ağızda kuruluk, idrara çıkma isteği, karında gaz duygusu veya basınç, barsak hareketlerinin çoğalması, geğirme, alınganlık, düşünememe, düşünce hızında düşme, baş ve ensede ağrı gibi belirtilerle karşılaştıklarını ifade etmektedirler. Her türlü ortam içinde, hatta uyku esnasında da panik ataklarının gelişmesi mümkündür.
Panik bozukluk tanısı almış bireylerin yarısından çoğunda panik bozukluğun gelişme sürecinden önce aylar içinde ayrılık tehdidi veya ayrılık, gebelik, iş değiştirme, göç, evlilik, ilişkilerde çatışma gibi değişik kaynaklı stres verici durumlara rastlanması, stresin de panik bozukluk üzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. (Manfro vd., 1996; akt. Tükel, 2009).