ABD'nin gidişi Fırat'ın doğusu
Çok açık ve net: ABD sürekli güç kaybederken dünyanın geri kalanı bölgesel ittifaklar yoluyla “önemli mevziler kazanıyorlar”. ABD içindeki belli gruplar bu gidişatı “silahla” tersine...
Çok açık ve net: ABD sürekli güç kaybederken dünyanın geri kalanı bölgesel ittifaklar yoluyla “önemli mevziler kazanıyorlar”. ABD içindeki belli gruplar bu gidişatı “silahla” tersine çevirebileceklerini düşünseler de “ekonomik gerçekler” bu fikrin imkansız olduğunu hemen ortaya koyuyor. Zira savaşları silahlar başlatsa da sürdüren şey “ekonomilerin gücüdür”. Ve ABD ekonomisi uzun zamandır gerileme içinde bulunuyor. Çin, uzak Asya’da ekonomik mucizeler yaratırken Rusya gibi ülkeler kaynaklarını verimli kullanarak “yeni silah sistemleri” üretiyorlar. Böylece Çin, ekonomik olarak “dokunulmazlar” ligine yükselirken Rusya da “silahlı gücüyle” “dokunulmazlar ligine” ulaşmış oluyor.
Tabi bir de tek başına ABD’yle bilek güreşi yapamayacak olan ülkelerin “bölgesel ittifaklar ve dayanışma” yoluyla güç kazanması ve oyun kurucu olması durumu var. Suriye’de yaşananlar da tam olarak bu. Bölge ülkeleri olarak Suriye, Irak, İran ve Türkiye, Rusya’nın da yardımıyla ABD için “yutulması imkânsız” bir lokma oluşturdular. ABD her yolu deneyerek bu birliği bozmaya uğraştı, PKK/PYD/YPG/DSG’ye on binlerce tır dolusu silah verdi, paralı askerleriyle “teröristleri eğitti” ama bölge devletlerinin kararlılığı sayesinde şimdi geldiği yere “mecburen” dönmeye başladı.
Ancak bu noktada akla gelen soru şu olmalı: ABD, Suriye’den gidiyor diye Türkiye’nin planları değişmeli mi? Bu sorunun akla gelen ilk kısmı Fırat’ın doğusuna yapılması planlanan askeri harekatla ilgili. Görünen o ki bazı odaklar ABD’nin gidişini yeterli görerek harekatın yapılmaması ger...