16 Nisan: Ya güçlü Türkiye ya Sevr
Cumhurbaşkanlığı sisteminin oylanacağı 16 Nisan Türkiye için bir dönüm noktası olacak. Ancak ne iktidar partisi ne de muhalefet, 16 Nisan’ın sonucunu kamuoyuna hakkıyla anlatabiliyor. Oysa 16 Nisan’da sandıktan...
Cumhurbaşkanlığı sisteminin oylanacağı 16 Nisan Türkiye için bir dönüm noktası olacak. Ancak ne iktidar partisi ne de muhalefet, 16 Nisan’ın sonucunu kamuoyuna hakkıyla anlatabiliyor. Oysa 16 Nisan’da sandıktan çıkacak sonuç, Türkiye’nin bundan sonraki tarihî yönünü tayin edecek.
Batı sisteminin istediği gibi “Hayır” çıkar ve Türkiye “Parlamenter Sistem”de yola devam ederse birkaç yıla varmaz Türkiye’nin önüne Sevr’i koyarlar. Şöyle ki “Parlamenter Sistem” dedikleri ve ısrarla Türkiye’nin tepesine çakmak istedikleri bu sistem “milli irade”nin kırıldığı, parçalara ayrıldığı, zayıflatıldığı, PKK/HDP’nin entegre edildiği bir parlamento düzenidir. Türkiye bunun bir “düzen” değil düzenbazlık olduğunu anladığında ise iş işten çoktan geçmiş olacak.
Bu düzenbazlığın başını CHP’nin çektiği 7 Haziran’da net olarak görüldü. 7 Haziran sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi PKK’lı bir koalisyonla yönetmeye aday olduğunu açıklamadı mı? CHP’nin başındaki isim “YPG, Suriye’deki Kürtlerin kurtuluş ordusudur” diyerek PKK kantonlarını, dolayısıyla Sevr’i kabule hazır olduğunu göstermedi mi?
“Hayır efendim; PKK ile HDP’yi birbirine karıştırmayalım; PYD ile PKK da ayrı yapılardır” diyerek itiraz edenler elbette olacaktır. Her zamanki gibi başımıza sarmak istedikleri felaket için milleti aldatma yoluna gideceklerdir. Ne var ki görüntüye aldanmanın bu ülkeye nelere mal olacağını söylemeye gerek yok; sandıktan “Hayır” çıkarsa çok geçmeden Türkiye’yi de Irak ve Suriye gibi bölüp parçalamaya çalışacaklardır.