Belli ki normalleşmeyi de yanlış anladınız
Türkiye’nin İsrail ve Rusya ile yakınlaşması içeride bazı çevreleri harekete geçirdi; “madem hükümet geri adım attı, son altı yıllık dış politikasından rücû etti...
Türkiye’nin İsrail ve Rusya ile yakınlaşması içeride bazı çevreleri harekete geçirdi; “madem hükümet geri adım attı, son altı yıllık dış politikasından rücû etti, dışarıda dostları arttırıp düşmanları azaltmaya karar verdi; o halde Esed ve PYD ile de barışsın, PKK’yı muhatap alsın, CHP’yle uzlaşsın”, diye kendilerince akıl veriyorlar.
Dış politikada hükümetin attığı “dostları çoğalt, düşmanları azalt” adımlarını bu çevreler belli ki çok yanlış anlamış.
İsrail ile normalleşme, Rusya ile yakınlaşma, ABD ve AB ile ilişkileri Türkiye’nin yüzünü döndüğü millî istikametten taviz vermeden rayına koyma adımları, Türkiye’nin düşmanlarına karşı daha etkili mücadele vermek için atıldı, bu güçlere teslim olmak için değil.
Hükümet, güney sınırından kuşatmaya alınan, toprak bütünlüğü tehdit edilen ülkeyi içeride güçlü ve sağlam tutmayı hedefliyor çünkü Türkiye dışarıdan kuşatılıp içeriden çökertilmek isteniyor. Devletin son stratejik hamlelerini bu tehlikeli kuşatmayı etkisizleştirecek hazırlık adımları olarak görmek gerek; dış ve iç düşmana boyun eğmek olarak değil.
Ortadoğu yangın yerine dönmüş durumda; Batı, bu coğrafyaya yeniden şekil verme gayretini hızla faaliyete geçirdi. Bu dayatmaya direnen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti Hükümeti ise dünya medyasının ve terör örgütlerinin hedefi haline getirildi. Batı, terör örgütlerini kullanarak Ankara’nın direncini kırmaya çalışıyor. Çünkü Ankara’nın direnci kırılmazsa Ortadoğu’ya diledikleri gibi şekil vermekte zorlanacaklarını biliyorlar. Ankara direnemezse ucu Türkiye’nin toplumsal ve siyasal bütünlüğünün dağılmasına varacak bir sürecin kapıları aralanacak.