Beyhude saldırılar

Şehirde ve kırsalda ağır darbeler alan ve manevra kabiliyetini iyice yitiren terör örgütü PKK, intihar saldırılarına ağırlık vermeye başladı. Kamyonlara, araçlara, motosikletlere yüklediği bombaları patlatmak suretiyle güç gösterisinde bulunmaya devam ediyor. Şemdinli’de 10 askerimizi ve 8 sivil vatandaşımızı şehit verdiğimiz intihar saldırısı da bunlardan biri. Örgüt, bu tür intihar saldırılarıyla bitmediğini, tükenmediğini ve hâlâ ayakta olduğunu göstermeye çalışıyor.

Elbette PKK daha bitmedi ve tükenmedi, terör eylemi yapma kapasitesini tümden kaybetmedi; fakat örgütün silahlı varlığı Türkiye’deki stratejik gücünü tümden kaybetti. PKK’nın silahları bundan böyle ancak taktik bir işlev görebilir, silahın stratejik bir önemi artık kalmadı. PKK isterse dünyanın bombasını, silahını patlatsın Türkiye’de stratejik hiçbir sonuç elde edemez.

Kuşkusuz durum düne kadar pek böyle değildi; PKK silahlı ve siyasi varlığıyla Türkiye’de stratejik sonuçlar elde etmeye çok yaklaşmıştı. ABD ve Batı’nın desteği, CHP ve ulusalcıların yandaşlığı ve FETÖ’nün kumpaslarıyla PKK neredeyse Türkiye’nin bir bölümüne hâkim meşru siyasi bir gücü olacaktı.

Ne var ki devlet bu büyük oyunu son anda gördü, hızla tedbirler alarak o tuzağa düşmekten kurtuldu.

Kamuoyu da Türkiye’yi Suriye ve Irak gibi çökertmeyi ve bölmeyi amaçlayan uluslararası bir projenin yürürlükte olduğunu yeni yeni görmeye başladı.

Devlet ve millet PKK terörünün arkasındaki hedefleri çok net olarak görüyor, biliyor.

PKK hangi terör silahıyla saldırırsa saldırsın devletin ve milletin bir adım geri gitmesi mümkün değil. Çünkü Türkiye için bir adım gerisi uçurum demektir; teröre prim vermek, boyun eğmek Türkiye için yolun sonu demektir.