Çözüm sürecinin aktörleri değişiyor mu?
Çözüm sürecinin başaktörünün kim veya kimler olacağı, ilk günden beri en önemli meseleydi. Sürecin başladığı günden beri koparılan fırtına ve siyasi alana yansıyan...
Çözüm sürecinin başaktörünün kim veya kimler olacağı, ilk günden beri en önemli meseleydi. Sürecin başladığı günden beri koparılan fırtına ve siyasi alana yansıyan çatışma bununla ilgiliydi. Mesele aslında çözüm süreci hiç olmadı; asıl problem sürecin başaktörünün kim olacağıydı.
Herkesin dikkatini çekmiştir; çözüm sürecine karşı çıkan çevreler 7 Haziran sonrası birdenbire ağız değiştirdi. Çözümün tarafı olmalarına rağmen çözüm sürecine iki yıl boyunca ayak direyen, çözümü görmezden gelen ve çoğu zaman hiçe sayan Kandil ve HDP, sürecin bozulmaması için her gün ayrı bir açıklama yapıyor. Sürecin devlet politikası haline getirilmesi için üst üste görüşmeler gerçekleştiriyorlar.
Çözümün en azılı düşmanları da bu sıralar şaşırtıcı bir değişim içinde. “Akil insanları” linç etme yarışına girenler, 8 Haziran sabahı aniden çözüm yanlısı oluverdi. CHP ve Cemaat, çözüm sürecini korumak gerektiğinden dem vuruyorlar şimdi. Doğan grubundaki değişim ise ışık hızıyla ölçülebilir nitelikte. Çözüm süreci aleyhinde yapmadığını bırakmayan bu grup, nasıl olduysa çözüm sürecinin önemini hatırladı. İşi o kadar abarttılar ki, PKK sempatizanlığında HDP’lileri bile geride bıraktılar.
Bu hızlı değişimin sebebi, çözüm sürecinde aktörlerin değişmesi. Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilene kadar sürecin iplerini elinde tutuyordu. Sürecin başaktörü Erdoğan’dı. Ancak cumhurbaşkanı seçildikten sonra, süreç üzerindeki etkisi azaldı. Süreci yöneten siyasi lider olmaktan çıkıp, sadece bu konuda bilgi arz edilen ve danışılan kişiye dönüştü.