Dar kafalar, geniş ufuklar
Son günlerde dış politikaya dair en popüler eleştirilerden biri de devletin/hükümetin “geniş bir ufka sahip olmaması” biçiminde. Hele konu Suriye ve Irak olunca bu “ufuksuzluk” eleştirisi neredeyse dillerden...
Son günlerde dış politikaya dair en popüler eleştirilerden biri de devletin/hükümetin “geniş bir ufka sahip olmaması” biçiminde. Hele konu Suriye ve Irak olunca bu “ufuksuzluk” eleştirisi neredeyse dillerden hiç düşmüyor.
Mevcut dış politikaya ne zaman bir “ufuk/ufuksuzluk” eleştirisi yapılsa, buna hep “büyük düşünelim, ufkumuzu geniş tutalım” gevelemesi eşlik ediyor.
Dillerinin altında sakladıkları şey ise anlaşılmaz değil; Suriye’de PKK/PYD’yi, Irak’ta ise Barzani-Talabani ikilisini desteklemeyi, daha doğrusu bu örgütlere arka çıkarak devletleşmelerine ön ayak olmamızı öneriyorlar.
Devlet bakış açısını değiştirse, meseleye geniş bir ufukla baksa; dolayısıyla, PYD’nin Suriye’de devlet kurmasına destek verilse, Barzani’nin Irak’ı bölmesine arka çıkılsa Türkiye sorunlarını tümden çözmüş olacak ve böylece “büyük devlet” haline geleceğiz!
Dikkat ederseniz, buraya kadarki kısımd