Demockrasiye ihanet ettiniz, barışa da...
"Demokrasi olmadan barış olmaz" sloganı, çözüm sürecinin başladığı günlerde dolaşıma sokuldu. Kısa sürede çözüme karşı olan çevrelerin dayanak noktası haline geldi....
"Demokrasi olmadan barış olmaz" sloganı, çözüm sürecinin başladığı günlerde dolaşıma sokuldu. Kısa sürede çözüme karşı olan çevrelerin dayanak noktası haline geldi. Hâlâ bu sloganın arkasına sığınarak barışa karşı çıkıyorlar. Mantıklı görünen bu görüşün tutarlı bir yanı yok aslında. Bu slogan, muhalefetin sürece karşı çıkmak için "meşru" bir gerekçe arayışından doğdu. Barışa karşı çıkmak için en az barış kadar "ahlaklı" bir dayanağa ihtiyaçları vardı ki, bu da "demokrasi" oldu.
Aslında demokrasiyle de, barışla da uzaktan yakından ilişkileri yok. Son iki yılda bunu kanıtladılar. Barışı engellemek için gözlerini kırpmadan demokrasiye ihanet ettiler. Siyasal iktidarı demokrasi dışı yollardan devirmeye kalktılar. Cemaat'in savcı ve polis şefleriyle birlikte darbeye giriştiler. Hâlâ da derin devletin bir kolu gibi hareket ediyorlar.
Bir istihbarat şebekesinin operasyonuyla "demokrasi" gelebileceğini sananların, silahların susmasında demokrasiye aykırı veya karşı bir yan bulması çelişki değil mi? Barış sürecinde demokratik bir içerik göremediler ama Cemaat darbesinde savunacak "demokratik" bir yan buldular. "Demokrasi olmadan barış olmaz" diye yola çıktılar ama 17-25 Aralık'ta "Demokrasi, darbeyle de gelir" noktasına vardılar.