Devlet, Apo’ya mahkûm mu?
Çözüm süreci heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, gazetecilerin sorularını yanıtlarken Abdullah Öcalan’ın nasıl büyük bir “kâhin” ve büyük bir “lider” olduğunu...
Çözüm süreci heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, gazetecilerin sorularını yanıtlarken Abdullah Öcalan’ın nasıl büyük bir “kâhin” ve büyük bir “lider” olduğunu anlattıktan sonra konuşmasını “Devlet, Sayın Öcalan’a mecbur da değil, mahkûmdur” diye bitirdi.
Devletin, Apo’ya mahkûm olup olmadığını irdelemeye geçmeden önce burada Sırrı Süreyya Önder’e, hatta HDP ve PKK’ya şu soruyu yöneltmek gerekiyor: Madem, Öcalan’a bu kadar tapıyordunuz, neden şu ana kadar verdiği talimatları yerine getirmediniz? 2013’te Öcalan, “silahlar miadını doldurdu, artık sınır dışına çekilme zamanı” dediğinde, bu emri “ama”larla, “fakat”larla yerine getirmeyen kimdi? Apo’nun “silahsızlanma kongresinin toplanması” çağrısının gereği neden yerine getirilmedi? PKK/HDP’nin bu sorulara vereceği “ama”sız bir cevabı var mı? Şöyle bir yanıt verilse anlarım: “Ya Apo’yla rol paylaşımı yaptık, başından beri o ‘iyi’ polisi, biz ‘kötü’ polisi oynuyoruz!” Böyle bir cevabı daha samimi bulurum. Ama gerçeğin tam olarak böyle olmadığının da farkındayım.