Devletin güvenlik politikası olmaz mı?
Devletin Kürt meselesinde güvenlik politikalarına yönelmesi hep eleştiri konusu oldu. Bu bir yere kadar doğru. Fakat devletin sağlam bir güvenlik politikasına duyduğu ihtiyaç ise nedense gözardı ediliyor. Son günlerde artan...
Devletin Kürt meselesinde güvenlik politikalarına yönelmesi hep eleştiri konusu oldu. Bu bir yere kadar doğru. Fakat devletin sağlam bir güvenlik politikasına duyduğu ihtiyaç ise nedense gözardı ediliyor. Son günlerde artan PKK terörü gösterdi ki, devletin aslında çok sağlam bir güvenlik politikasına ihtiyacı var. PKK canı her istediğinde asker, polis, sivil ayrımı yapmadan katliam yaparken devletin de kendisini savunabilmesi lazım. 1990'lı yıllarda devlet, PKK terörünün kaynağı veya sorumlusu olarak işaret edilirdi. Oysa o günden bu yana devlet büyük değişim geçirdi. Eski devlet kalmadı. Kürt kimliği üzerindeki baskılar tek tek kaldırıldı. İnkâr, ret ve asimilasyon politikalarına son verildi. Hatta PKK ile Oslo'da, örgüt lideriyle de İmralı'da görüşmeye başlandı.
Buna rağmen PKK asker, polis, sivil katletmeye devam ediyor. Devletin güvenlik politikalarının ise bu teröre karşı yeterli gelmediği görülüyor. Ordu, PKK'nın saldırılarına karşı pek hazırlıklı görünmüyor. Asfalt yollara döşenen mayınlar hâlâ can alıyor. Hâl böyleyken devletin PKK'ya karşı sağlam bir güvenlik politikası olduğu söylenebilir mi? Ya da bu ölümler kaçınılmaz mı? PKK, masadan sıkılıp her kalktığında rahatça asker öldürebilir mi? PKK'nın askerlerimizi öldürmemesi için illa da her talebinin karşılanması mı gerekiyor? Bu devlet, PKK her asker öldürdüğünde "Tamam gel, masada halledelim" demek zorunda mı? Bunun sonu nereye varır?