Dolmabahçe mutabakatı değil, Türkiye mutabakatı
Hükümet üyeleriyle HDP'li heyet arasında 28 Şubat'ta Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan toplantı siyasi hayatımıza "Dolmabahçe mutabakatı" olarak girdi. Kamuoyuna açıklanan deklerasyonda, PKK'ya "Silahsızlanma...
Hükümet üyeleriyle HDP'li heyet arasında 28 Şubat'ta Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan toplantı siyasi hayatımıza "Dolmabahçe mutabakatı" olarak girdi. Kamuoyuna açıklanan deklerasyonda, PKK'ya "Silahsızlanma kongresini toplama" çağrısı yer alıyordu. Hükümete ise 10 maddelik bir demokratikleşme ödevi.
Dolmabahçe toplantısının üzerinden daha 45 dakika geçmemişti ki, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş "Hükümet yürüttüğü politikayla, zerre kadar umut vermiyor, barışa yaklaşmıyor" diyerek, bu toplantıyı itibarsızlaştırdı. Kandil ise aynı gün -çevre sorunundan kadın haklarına kadar geniş bir çerçeveye sahip, anayasal değişiklikler de gerektiren- 10 maddelik listeyi silahsızlanma kongresinin ön şartı olarak yorumlayarak silah bırakmaya yanaşmayacağını açıkladı.
28 Şubat'ta duyurulan mutabakat aslında 24 saat bile geçmeden HDP ve Kandil tarafından çöpe atıldı. Abdullah Öcalan, talimatının Kandil tarafından yerine getirilmeyeceğini bildiği için 10 maddelik metni zaten oldukça diplomatik bir dille kaleme almıştı. Bunu fark etmeyen ve 7 haziran seçimlerine barış havasında girmeyi uman hükümet ise gelişmelerden dolayı hayal kırıklığına uğradı. Deyim yerindeyse hükümet aldatıldı. Çözüm sürecinin başından beri en riskli adımlardan birini atarak Dolmabahçe'de HDP'lilerle kamuoyuna "barış mutabakatı" fotoğrafı vermesine karşın karşılık bulmadı, yarı yolda bırakıldı.
* * *