“Evet”in dışındaki yollar bölünmeye çıkar
16 Nisan’daki halk oylaması için “Evet” de çıksa “Hayır”da çıksa bir şey olmaz deniyor. Hiçbir şey olmamış gibi ülke yoluna devam eder, diyorlar. Siyasi tansiyonu yükseltmeme...
16 Nisan’daki halk oylaması için “Evet” de çıksa “Hayır”da çıksa bir şey olmaz deniyor. Hiçbir şey olmamış gibi ülke yoluna devam eder, diyorlar. Siyasi tansiyonu yükseltmeme adına veya toplumsal kutuplaşmayı geliştirmeme adına bu sözler sarf ediliyor. Halbuki böyle bir rahatlığa ve konfora sahip değiliz.
Cumhurbaşkanlığı sistemine duyulan ihtiyaç, devletin beka sorunuyla yakından bağlantılı. Beka sorununun çözüm yolu, hükümet sistemindeki değişiklikten geçiyor. Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Irak ve Suriye’de yaşananlara bakıldığında bölgenin nasıl kanlı bir girdabın içine sürüklendiği daha iyi görülecektir. Türkiye ile ilgili olarak da benzer bir kanlı senaryo son üç yıldır hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Becerebilselerdi Türkiye’yi Irak ve Suriye’den beter hale getireceklerdi. PKK, DEAŞ ve FETÖ terörüyle yıllardır devleti içeriden çökertmeye çalışıyorlar. Hedefte kişiler veya partiler yok; devlet var. FETÖ’nün öncelikli misyonu devleti ele geçirmekti, bunu başaramayınca devleti işlevsiz kılmaktı. 15 Temmuz darbesiyle bir yandan devleti kontrol etmeyi düşündüler, öte yandan bunu beceremedikleri takdirde ortada devlet diye bir mekanizma bırakmayacaklardı. İç savaş çıkararak devleti yeni bir fetret devrine sürükleyeceklerdi.
17-25 Aralık Yargı darbesiyle başlayan süreçte FETÖ ülkede bir “Fetret dönemi”ni başlattı. Bu parantez henüz kapanmadı. FETÖ, 15 Temmuz’da büyük bir darbe yemesine rağmen devlet, içindeki yabancı unsurlardan tümden temizlenebilmiş değil.