İçeriden mırıldananlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan hedef alan algı operasyonları 15 Temmuz’da anlamını iyice kaybetti. Erdoğan, kendisinin ve ailesinin canına kast etmeyi amaçlayan 15 Temmuz terör saldırısını milletle...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan hedef alan algı operasyonları 15 Temmuz’da anlamını iyice kaybetti. Erdoğan, kendisinin ve ailesinin canına kast etmeyi amaçlayan 15 Temmuz terör saldırısını milletle birlikte etkisizleştirince, karalama kampanyaları da etkisini yitirdi. Zaten amaç Erdoğan’ı önce milletin gözünden düşürmek, ardından da iktidardan devirmekti.
Başaramadılar. Erdoğan millete, millet Erdoğan’a kenetlenerek 15 Temmuz darbe girişimi atlatıldı.
Ancak bu durum Erdoğan’a yönelik algı operasyonlarının son bulduğu anlamına gelmiyor. Karalama kampanyalarının ne laik, ne dindar mahallede etkisi kalmadığından şimdilik doğrudan Erdoğan’ı değil ama Erdoğan’ı anlatırken başvurulan simge, imaj ne varsa onları vurmaya başladılar. Çünkü bu şimdilik daha güvenli bir yıpratma taktiği olarak kabul ediliyor. “Abdülhamid-Erdoğan” karşılaştırmaları ve eleştirileri biraz bundan kaynaklanıyor; “Erdoğan Abdülhamid mi, Mustafa Kemal mi yoksa İsmet İnönü mü?”
Aslında yaşanan bir tarih tartışması değil; 15 Temmuz’un ortaya çıkardığı yeni konjonktürde Erdoğan’ı dövemeyenler, bu işi yüzyıl öncesine giderek yapmaya çalışıyorlar. 15 Temmuz öncesi Erdoğan’a içeriden diklenenler 15 Temmuz sonrasında bunu karnından konuşarak, mırıldanarak sürdürmeye çalışıyor.