IŞİD markası tuttu

Mersin ve Adana'daki bombalı saldırıların ardından Selahattin Demirtaş "Bize gelen bilgilere göre bombanın faili IŞİD" açıklaması yaptı. Demirtaş'ı kimin bilgilendirdiği sır değildi elbet; devlet içinden kısmen temizlenen Gülenciler veya diğer adıyla paralel devlet. Bombacının geride bıraktığı iz her ne kadar IŞİD adresini gösterse de failin eski DHKP-C'li olduğu da tespit edilmişti. Fakat Diyarbakır'da bombayı patlatan zanlının bıraktığı izler de IŞİD'e çıktı. Gelişmeler bununla sınırlı değil elbet; yine Demirtaş'ın verdiği bilgiye göre "Türkiye'nin yüzlerce yerine dağılan IŞİD bombacıları harekete geçmek için emir bekliyor." 

Son birkaç yıldır AK Parti hükümetinin IŞİD'i desteklediğine dair dış ve iç basında yoğun bir kara propaganda yapıldı. Kürt kamuoyunda bu propagandanın önemli derecede tuttuğunu söyleyebiliriz. Kürtler arasında Türk devletinin, IŞİD'e silah ve mühimmat gönderdiğini ve bu örgütü Kürtlerin üzerine saldığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. 6-7 Ekim olaylarında linç edilenlerden bazılarının tek suçu sadece sakallı olmalarıydı. Bu, IŞİD'çi olarak öldürülmelerine yetti.  
AK Parti hükümetinin IŞİD'i desteklediğine yönelik propagandalar etkili olunca ikinci aşamaya geçildi. Mersin, Adana ve en son Diyarbakır'da HDP binaları bombalı saldırıya uğradı. Bu bombalı saldırıların dumanı daha dağılmamışken HDP yöneticileri, failin IŞİD, azmettirenin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti olduğunu ilan etti.