Kürtçe tabelanın gizlediği
Kayyum atanan belediyelerdeki Kürtçe tabelaların indirilmesine ilk tepki bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. İçişleri Bakanı Soylu, “Meselemiz terör, Kürtçe bizim dilimiz” dedikten...
Kayyum atanan belediyelerdeki Kürtçe tabelaların indirilmesine ilk tepki bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. İçişleri Bakanı Soylu, “Meselemiz terör, Kürtçe bizim dilimiz” dedikten sonra sökülen veya silinen Kürtçe tabelaların yeniden eskisi haline getirileceği mesajını verdi.
Buna rağmen “kayyum kararı”nı Kürtlere, Kürt seçmene, Kürtçeye yapılan bir hareket olarak değerlendirenlerin sayısı az değil.
Oysa Süleyman Soylu’nun da vurguladığı gibi Kürtçe “bizim dilimiz”; PKK’nın, HDP’nin veya PYD’nin kullandığı dil ise terör dilidir. PKK için Kürtçe, terörü gizlemek için kullanılan tabeladan öte bir öneme sahip değil. PKK ve HDP’nin astığı Kürtçe tabelalar, bugüne kadar sadece terörü gizleme işlevi gördü. Zaten HDP’li belediyeler “tabela belediyeler” haline getirilmiş durumda; bu belediyeler millete değil, teröre hizmet ediyor.
PKK sadece Kürtçeyi değil, Kürtçe konuşanları da eline silah vermek suretiyle bir teröriste dönüştürdü, üstelik teröre direnen Kürtleri “hain” ilan ederek öldürdü. PKK 40 yıldır kan akıtıyor, insan öldürüyor ve öldürtüyor. Bu kanlı döngüyü ise “Kürtler” ve “Kürtçe” ile perdelemeye çalışıyor.
Bu silahın, örgütün elinden alınması gerekiyor. PKK ve onun uzantısı belediyelere müdahale edilmesi elbette doğrudur; sadece belediyelere de değil teröre bulaşan HDP’lilere de bunun hesabı hukuk dairesi içinde sorulmalı.
Eğer terör ve terör bağlantılı unsurlarla etkin mücadele yerine, kafalar daha ilk dakikada Kürtçe tabelalara takılırsa büyük hatalara düşülür.
PKK’nın misyonu zaten Kürtleri, Kürtçeyi kendi tekeline alma ve onu sınırsızca kullanmadır. Örgüt, Kürtçeyi terör dili haline getirerek devleti bir dile, bir halka düşman etmeye çalıştı. Devletin dille, dillerle meselesi olamaz; terörle, teröristle, terörün uzantısı haline gelenlerle meselesi olabilir.