Mağdur postuna bürünmüş kurtlar
Enteresan günlerden geçiyoruz. Hürriyet gazetesi basın özgürlüğünün simgesi oldu. Şaka gibi. Aydın Doğan, Hasan Cemal, Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan ve Can Dündar ise yılın en mağdur gazetecileri!...
Enteresan günlerden geçiyoruz. Hürriyet gazetesi basın özgürlüğünün simgesi oldu. Şaka gibi. Aydın Doğan, Hasan Cemal, Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan ve Can Dündar ise yılın en mağdur gazetecileri! Düşünsenize Ertuğrul Özkök, Murat Yetkin, Hasan Cemal, Can Dündar, Yılmaz Özdil ve Aydın Doğan ile birlikte "Özgür basın susturulamaz" yazılı pankartın arkasında, kol kola yürüdüğünüzü? Yanınızda da CHP ve HDP'lilerin yer aldığını. Ben daha komik bir sahneyi hayal edemiyorum ama maalesef önceki günkü gazeteciler yürüyüşü aşağı yukarı böyleydi. Aydın Doğan kameraların karşısına çıkıp bir de "Hayatımda medya üzerinde hiç bu kadar baskı görmemiştim" dedi. Bunu duyunca "Acaba bugüne kadar başka bir ülkede mi yaşadım" diye içimden geçirdim. Tarihi mi karıştırıyorum? Başbakanların bile önünde hizaya geçtiği medya patronu baskıdan şikâyet ediyor!
Gerçeğin hiç bu kadar ters yüz edildiğini hatırlamıyorum; 90'lar Türkiye’sinde 17 bin faili meçhul cinayeti karartan medya grubu, kendisini düşünce ve ifade özgürlüğünün yılmaz savunucusu olarak görüyor. Hrant Dink cinayetini hazırlayan, Ahmet Kaya'yı sürgünde ölüme gönderen; haberleriyle onlarca siyasetçinin, sanatçının hayatını karartan; ırkçı yayınlarıyla Türk-Kürt savaşını körükleyen; siyasete müdahale eden, iktidarlara istikamet çizen, hükümet getirip hükümet götüren; darbe destekçisi, siyasi komplo tertipçisi medya, ne zamandan beri mağdur sayılıyor?