Mağduriyet değil, siyasi sahtekarlık
Ekrem İmamoğlu kendini paralıyor, türlü numaralara başvuruyor, kendini “mağdur” gösterebilmek için adeta çırpınıyor. Milletin “mağdur” olanı destekleyeceğini, tutacağını...
Ekrem İmamoğlu kendini paralıyor, türlü numaralara başvuruyor, kendini “mağdur” gösterebilmek için adeta çırpınıyor. Milletin “mağdur” olanı destekleyeceğini, tutacağını, bağrına basacağını düşünüyor. Haksız değil şüphesiz; milletimiz, mağdur olanı sever, sayar. Kim mağdursa, eziliyorsa, haksızlığa uğruyorsa milletin teveccühü, ibresi hep ondan yana dönmüştür.
İstanbul seçimlerinde finale iki hafta kala İmamoğlu ve siyasi ekibi de “mağduriyet”in dozunu artırıyor görüldüğü gibi. Dün yaşanan VIP krizi de bunlardan sadece biri ama sonuncusu değil. Durmadan sağa sola bulaşıp, dayak yiyip kafasını gözünü yardırarak “mağdurum” diye seçmenin karşısında ağlamayı sürdürecekler anlaşılan.
AK Parti veya “Cumhur ittifakı” ne kadar sakınırsa sakınsın İmamoğlu’nun “mağdur” türküleri söylemesini engelleyemeyecektir. Çünkü İmamoğlu ve ekibinin “mağduriyet” hikâyeleri el emeği, göz nuru bir yapım, üretim. Prodüksiyon ürünü. Seçim kampanyasının bir parçası.
Dışarıdan