Masa güzellemeleri
ABD, AB ve AP çözüm sürecine dönülmesi için bastırırken, içeride ve dışarıda da masa güzellemeleri hız kazandı. Dünyanın değişik “masa” tecrübeleri yeniden...
ABD, AB ve AP çözüm sürecine dönülmesi için bastırırken, içeride ve dışarıda da masa güzellemeleri hız kazandı. Dünyanın değişik “masa” tecrübeleri yeniden ısıtılıp gündeme getirilmeye başlandı. Ne de olsa “masa” medenî dünyanın sembolü; bizim de “masa”dan geri kalmamamız öğütleniyor mütemadiyen. Ankara sanki o masaya hiç oturmamış ve sanki o masayı hiç tecrübe etmemiş gibi durmadan masaya davet ediliyor.
Bu kadar “masa” güzellemesi kuşku verici. ABD ve AB’nin “çözüm süreci”ne dönülmesi için dayatmada bulunmasının Türkiye’nin hayrına olmayan bir anlamı olmalı. Batı, PKK’nın kara kaşı kara gözü için herhalde Ankara’ya baskı yapmıyor; esas olan her zaman Batı’nın kendi çıkarlarıdır. Ankara’yı ısrarla masaya davet ediyorlarsa, demek ki Ankara olmaksızın elde edemeyecekleri bir şeyin peşindeler. Peki o şey nedir?
PKK’yla “müzakere” yapmak, o örgütün başka hiçbir yerden alamayacağı icazeti ve meşruiyeti altın tepside ona sunmak anlamına gelir. Ankara’nın bu kadar ısrarla masaya davet edilmesinin sebebi budur: PKK’nın silahla alamadığını, milletin PKK’ya vermediğini devletten masada almayı hesaplıyorlar. Masanın kirli yüzeyini, “çözüm süreci”ni Türkiye’de başlatarak terörü bitirmek isteyen o samimi ve kararlı iradenin gözünden saklamak için masaya türlü türlü örten o kötücül akıl; anaların ağlamasını istemeyen, şehit haberlerinin gelmesini istemeyen bu ülke insanının hayrına şeyler planlamayacaktı elbette. Nitekim öyle de oldu.