Rezil oldu geldi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Karadeniz turuna çokça anlam yüklendi. Kendisi de zaten muhalefetin kurduğu 6'lı masaya karşı kendi cumhurbaşkanlığı adaylığını öne çıkarmak için bu geziye çıktığını gizlemiyor.

Yanındaki gazeteci heyetinde yer alan Akif Beki'nin aktardığına göre İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci için "Bu yalnız siyasetin işi değil, milletin işi" diyor. Ve şunları ekliyor: "Bunu yalnız altı siyasi parti çözsün, bir seyredelim, böyle bir şey yok."

Evet, Ekrem İmamoğlu'nun Karadeniz turuna çıkmasının amacı, 6'lı masada kendi partisini temsilen oturan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu by-pass ederek kendine adaylık için bir yan yol açmak. Halk desteği arkasındaymış gibi yapıp Kemal Kılıçdaroğlu'nun üzerinde baskı kurmak istiyor.

Peki İmamoğlu Karadeniz turunda milleti arkasına alabildi mi?

İmamoğlu'nun fonladığı medyaya bakarsanız Karadeniz turunda "izdiham" düzeyinde bir ilgi ve alaka gösterildi kendisine!

Fakat İmamoğlu'nun ekibinin ve destekçisi gazetecilerin paylaştığı görüntü ve fotoğraflara bakıldığında bile "rezil olmuş" denebilecek bir ilgisizlik ve alakasızlık tablosu söz konusu. İmamoğlu'nu bu geziye çıkmak için kim heveslendirdiyse anlaşılan sahada çalışmayı ve kalabalık bir karşılama grubu oluşturmayı ihmal etmiş.

Cumhurbaşkanı adayı bir isim niye kendisini bile bile böyle zayıf gösterecek bir işe girişir? Belli ki, kendi partisinin bile desteğini alamamış, kendi hemşerileri bile merak edip yüzüne bakmamış, ne gereği var böyle bir riske girmenin?

İşte burada İmamoğlu'nun halk desteğinden daha çok medyanın pazarlama sanatına ve siyaset mühendisliğine ümit bağladığı anlaşılıyor. Bir elin sayısı kadar insanı meydanlarda toplayamayan adamı büyük bir "lider" gibi sunabileceklerine inanıyor.

Tabii amaçları halk desteğine sahip görüntüsü verip CHP üzerinde büyük baskı oluşturmaktı ama Kemal Bey bu numarayı yemez. CHP yönetimi bile bu dönme dolabı çevirmeye hazır olmasına karşın, Karadeniz turundaki tablo karşısında "ne yapsak boş" diyerek İmamoğlu'na destek çıkamaz. "Şeyh uçmaz, mürit uçurur" sözü de bir yere kadar. Hangi mürit takımını getirirseniz getirin, Karadeniz turundan sonra İmamoğlu'nu bir yere uçuramaz.