Sahiden devlet olmanın bedeli
Türkiye, sahiden devlet olmanın bedelini ödüyor. Milletin kendi ülkesini doğrudan yönetme iradesi iyice belirginleşince, 80 yıl önce kurulan saatli bombalar harekete geçirildi. Şimdi Kürt ve Ermeni kartıyla Türkiye...
Türkiye, sahiden devlet olmanın bedelini ödüyor. Milletin kendi ülkesini doğrudan yönetme iradesi iyice belirginleşince, 80 yıl önce kurulan saatli bombalar harekete geçirildi. Şimdi Kürt ve Ermeni kartıyla Türkiye dışarıdan ve içeriden hızla kuşatma altına alınıyor. ABD’nin başını çektiği koalisyon devletleri ile Rusya’nın yanı başımıza kadar sokulmasından kuşkusuz Türkiye için hayırlı bir sonuç çıkması beklenmiyordu. Kuzey Suriye, yeni Ortadoğu şantiyesinin merkezi olarak seçildi; ABD’nin savaş makineleri Irak ve Suriye’de sınır hattımız boyunca yeni bir devlet inşaatını hızla sürdürüyor. Sykes-Picot’nun yüzüncü yılında dünya yeniden burada; geliş nedenleri ise İngiliz-Fransız ortak haritasına alternatif olarak yüz yıl önce hazırlanan Amerikan haritasını çizmek olabilir mi? Bu haritada Osmanlı’nın “Costantinopolitan Satete”, Smyrna, Kürdistan, Ermenistan, Mezopotamya, Suriye ve Türkiye olarak parçalara ayrıldığı görülüyor. Üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen bu haritanın arşivlerden yeniden çıkarılma sebebi ne olabilir? Tarih bilgisini güncelleme değil herhalde. Türkiye’ye gözdağı verilmek istenmesi bile iyimser bir gerekçe; ama net olarak bilinen haritaların, sınırları yeniden belirlemeye yaradığı gerçeğidir. Dünya sisteminin yüz yıl sonra yanı başımıza yine bir savaş karargâhı kurduğu göz önünde bulundurulduğunda meselenin, bu bölgedeki sınırları yeniden şekillendirmek olduğu kolayca anlaşılır.