Terörün eşbaşkanı
Türkiye, önceki gün tarihinin en büyük terör saldırısını yaşadı. 100'e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Ülke olarak üzerinde fazlasıyla düşünülmesi gereken bir tehditle...
Türkiye, önceki gün tarihinin en büyük terör saldırısını yaşadı. 100'e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Ülke olarak üzerinde fazlasıyla düşünülmesi gereken bir tehditle karşı karşıyayız.
Fakat kurbanların cenazeleri daha soğumamışken Selahattin Demirtaş ve HDP'den sağduyudan yoksun ve provokatif açıklamalar gelmeye başladı. HDP'liler, katliamın arkasında Cumhurbaşkanı ve hükümetin olduğunu iddia etti. Katledilen bu kadar vatandaşın anısına yapılacak en büyük saygısızlık herhalde gerçek faillerin gözlerden saklanması olabilir.
Ciddi bir siyasetçinin, açıklama yapmadan önce, böyle korkunç bir katliam üzerinde en azından biraz düşünmesi gerekir. AK Parti ve Erdoğan'ı bombalı saldırının faili olarak işaret etmek, asıl failleri gizlemekten başka bir işe yaramaz. Peki, bunu bilmesine rağmen Demirtaş, düşünme ihtiyacı bile duymadan neden "Katil AKP ve Erdoğan" diyor? Bu aceleciliğin bir sebebi olmalı; bence bu, terörü siyasi olarak tamamlama kaygısından ileri geliyor. Terörün kendi başına bir varlığı yok; siyasi olarak tamamlanmadığı müddetçe hiçbir bomba amacına ulaşamaz. Demirtaş da, sıcağı sıcağına yaptığı açıklamalarla, Ankara Garı önünde patlayan bombayı, siyasi ve toplumsal alana taşıyarak terörü siyasi olarak tamamlamaya ve amacına ulaşmasına çalışıyor.