Yeni paradigma
Irak ve Suriye başta olmak üzere bu coğrafyada yaşanan krizlerin nasıl büyük insani trajediye dönüştüğünü neredeyse gün gün canlı bir şekilde izledik, şahit olduk. Batı, İslam...
Irak ve Suriye başta olmak üzere bu coğrafyada yaşanan krizlerin nasıl büyük insani trajediye dönüştüğünü neredeyse gün gün canlı bir şekilde izledik, şahit olduk. Batı, İslam coğrafyasını -11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından Afganistan’ın işgaliyle başlayan tarihi baz alırsak- son 18 yılda kanlı bir yıkıma uğrattı.
Bu kanlı süreci maalesef Türkiye’ye de taşıma niyetindeler. Irak ve Suriye’de yaşanan etnik ve mezhep ayrımına dayanan, bölünme temelli çatışmaları uzun süredir Türkiye’ye de dayatıyorlar. Ne var ki şu ana kadar, bu noktada bir netice alamadılar. Bunun da başlıca birkaç önemli sebebi var; Türkiye Cumhuriyeti’nin etnik temelli bir devlet olmamasını bu sebeplerin başında sayabiliriz. Milleti oluşturan ana unsurların bin yıllık kardeşliği, beraberliği, etle tırnak gibi iç içe geçmişliği, birbirine güveni de devletimizin temellerinin sağlam olmasının diğer bir önemli sebebi. Başkan Erdoğan’ın devlete liderlik etmesi, FETÖ ve PKK’ya fırsat vermemesi de mille