Doğumunda Efendimizi anarken

 Sadece o olsaydı ve o olarak kalsaydı; hiç ümmeti olmasaydı, kendi varlığından başka mucizesi bulunmasaydı yine bize Rabbimizi tanıtan en canlı burhan olur; insanlar asırlar sonrasında bile O’nun izinden iz...

 

Sadece o olsaydı ve o olarak kalsaydı; hiç ümmeti olmasaydı, kendi varlığından başka mucizesi bulunmasaydı yine bize Rabbimizi tanıtan en canlı burhan olur; insanlar asırlar sonrasında bile O’nun izinden iz sürerek Allah’ı bulurlardı. O öylesine mücessem bir nurdu ki, O’nu görmemek ve bu görmemeyi ebedi sürdürmek mümkün değildi.

O öylesine mücessem bir iman idi ki, O’nun imanı öylesine kuşatıcıydı ki, O’nun olduğu yerde şirkin, küfrün, nifakın barınması mümkün değildi. Nitekim barınamadılar. “Hak geldi batıl yıkılıp gitti. Batıl yıkılıp gitmeye mahkûmdur.” (İsra, 81)

Öylesine inanmıştı ki Rabbine, bu inanmışlık bütün ümmetine taksim edilseydi hepsine yeter ve O’nun imanından zerrece bir şey eksilmezdi. Bütün ümmetin imanı terazinin bir kefesine konulsa, diğer kefeye de O’nun imanı konulsaydı; O’nun imanı ağır basar ümmetin imanı Süreyya yıldızına yükselirdi.

Zaten, O’ndaki imandı ki, merkezden muhite intişar etmiş; bu imanla önce sahabe, sonra milyonlarca evliya, asfiya ve milyarlarca mümin şekillenmiş; O’nun imanının...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Doğumunda Efendimizi anarken 14 Eylül 2024 | 130 Okunma Gelin Allah’a dönelim 07 Eylül 2024 | 164 Okunma Sahabeyi anlamaya doğru 31 Ağustos 2024 | 131 Okunma Yunus’u yeniden keşfetme vakti 24 Ağustos 2024 | 211 Okunma Kader kapısından giriş 17 Ağustos 2024 | 90 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar