İsraf...
Bizim dinimizle, örfümüzle, âdetimizle, milli kültürümüzle uzaktan yakından alakası olmayan ve adına yılbaşı kutlaması denilen vakte artık sayılı günler kaldı. Kronik bir hastalık olan...
Bizim dinimizle, örfümüzle, âdetimizle, milli kültürümüzle uzaktan yakından alakası olmayan ve adına yılbaşı kutlaması denilen vakte artık sayılı günler kaldı. Kronik bir hastalık olan israfın bu günlerde nüksedeceği muhakkak. Kaç kişiyi uyarabilirsek kârdır düşüncesiyle bugünkü yazımızı bu konuya ayırdık. Ne ki bu yazıyı okurken bile Filistin davamızı, Gazze umudumuzu unutmamalıyız, unutturmamalıyız.Allah israf edeni sevmez. En büyük israf ise insanın kendine yönelik yaptığı israftır. İsraf, gereğin gerekli olmanın dışına taşmasıdır.
İnsan hayatı, ancak ibadetle kendi varlık ve kendi yaratılış gayesine uygun değerlendirilmiş olur. Çünkü Cenab-ı Hakk, “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” buyurur. Öyleyse ibadetsiz hayat, insanın kendi fıtratına yönelik bir israftır. İbadet etmeyen insan müsriftir. Ve Allah israf edenleri sevmez. Yani Allah ibadetsiz ömür geçirenleri asla sevmez.
Yemede, içmede, insanın yaşaması için zaruri olan her türlü ihtiyacında adalet üzere olmak gerekir. Bu konuda adaletten sapmak bir zulümdür. Her zulüm...