Kendilerini unutanlar

 Kırk sene önce dinlediğim ibretlik bir vakayı sizlerle de paylaşayım: Vaaz vermek üzere kürsüye oturdum, diyor başından bu olay geçen dostum ve şöyle devam ediyor: Anlatacağım konuyu anlatırken, bir...

 

Kırk sene önce dinlediğim ibretlik bir vakayı sizlerle de paylaşayım: Vaaz vermek üzere kürsüye oturdum, diyor başından bu olay geçen dostum ve şöyle devam ediyor: Anlatacağım konuyu anlatırken, bir kelimenin çağrışımıyla tasavvufi alana girdim. Halbuki teorik bilgiler ötesinde o gün için tasavvufla hiçbir ilgim yoktu. Hatta biraz da karşıt düşüncelere sahiptim. Ben tasavvuf alanına girip konuşmaya başlayınca bende birden bir hal oldu. Oturduğum kürsü ile birlikte sanki camdan bir fanus ile çepeçevre kuşatıldım. Konuşuyordum, fakat cemaat artık beni duymuyor, manasız bakışlarla sadece seyrediyordu. Ben de ne kadar sesimi yükseltsem de sesimi onlara duyuramıyordum. Dediklerimi kendimden başka dinleyen yoktu.

Bu esnada kalbime sürekli bir uyarı geliyor ve bana işte yaşamadığını anlatmanın hali budur, deniliyordu. Birkaç dakika süren bu hal, ben asıl konuya dönünceye kadar devam etti. Yaşadığım bu vaka benim için büyük bir ders oldu. Kendi kendime, demek ki yaşanmadan söylenen sözlerin hali hep böyle; bana bir kere uyarı olsun diye gösterildi, dedim. Daha sonraki yıllarımda bu uyarıya sadık kalmaya...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Üç üstad-ı külli 16 Kasım 2024 | 227 Okunma Dava ruhu 09 Kasım 2024 | 150 Okunma Bir mektup buldum… 02 Kasım 2024 | 832 Okunma Resmen de öldü ateşi bol olsun 26 Ekim 2024 | 1.763 Okunma Dost istersen Allah yeter 19 Ekim 2024 | 170 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar