Ödül…
Medeniyetin hayati rükünleri, başta din olmak üzere ilim, ahlak ve adalet gibi ontolojik fenomenlerdir. Dolayısıyla, bu dört kavramdan birinin devre dışı kaldığı herhangi bir olgudan medeniyet olarak bahsedilemez. Ayrıca bu...
Medeniyetin hayati rükünleri, başta din olmak üzere ilim, ahlak ve adalet gibi ontolojik fenomenlerdir. Dolayısıyla, bu dört kavramdan birinin devre dışı kaldığı herhangi bir olgudan medeniyet olarak bahsedilemez.
Ayrıca bu dört ontolojik fenomen, medeniyet ortak paydasında buluşmakla bir bütünlük arz ettikleri gibi, mahiyet ilişkilerinin sıkılığı yönüyle de bir bütünlük arz ederler. Hatta denilebilir ki, medeniyetin aklı ilim; vicdanı adalet; kalbi güzel ahlak ve şuuru da dindir. Bunlardan birini yitirdiğinde medeniyetin işi bitiktir.
Bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, spor, sanat ve estetik gibi sosyolojik olgular ise, kavram olarak medeniyet yapısında hep bulunsalar da, içerik bakımından sürekli bir değişim ya da gelişim kaydederler. Bu sebeple de medeniyet hep canlı ve dinamik kalır.
Medeniyet ve onu meydana getiren üniteler, dünya-ahiret dengesi içinde, cenneti dünyaya çekerken, dünyayı da öteye cennet olarak taşıyabilmemize vesile ve vasıta olmaları ölçüsünde bir değer ifade ederler. Medeniyet, sadece geçici bir...