Oğluma veda…
Geçen hafta yazamadım. Yüreğim, ciğerim hâlâ yanıyor. Oğlum, Metin’im vefat etti. Onu ebediyete uğurladık. Doğduğu günden vefat edeceği güne, saate, dakikaya kadar ömrü hep...
Geçen hafta yazamadım. Yüreğim, ciğerim hâlâ yanıyor. Oğlum, Metin’im vefat etti. Onu ebediyete uğurladık.
Doğduğu günden vefat edeceği güne, saate, dakikaya kadar ömrü hep çileli geçti. Otuz altı senelik hayatında hasta olmadığı, ıstırap duymadığı günü olmadı. Ama o, halinden bir an bile şikâyette bulunmadı. Hep şükür, hep sabır ile yaşadı.
Son üç senesini bir hastane odasında eşimle beraber birlikte yaşadık. Yanımızdan ayrılışı sadece yoğun bakıma kaldırıldığı günlerde oldu. Orada da yalnız bırakmadık, sık sık ziyaret ile yalnızlığını paylaşmaya çalıştık.
Ondan fazla ağır ameliyat geçirdi. Her seferinde onu, bir daha görememe endişesiyle uğurladık. Fakat her defasında doktorlarını da hayrette bırakan bir mucizeyle hayata dönüşünün bayramını yaşadık.
Ne ki, son uğurlayışımız öyle olmadı, olamadı. Böbrek yetmezliği sebebiyle diyaliz alıyordu. Bir an evvel diyalizden kurtulmasını istiyorduk. O da çok istiyordu. Fakat özellikle solunum yollarındaki rahatsızlıkları sebebiyle...