Şahinler bakışını Kandil’e çevirdi
Afrin’e girmeyin, orası sizin için Vietnam olur, dediler. Afrin’e kadar ilerlensin, fakat kesinlikle şehir merkezine girilmesin, lüzumsuz yere askerimiz riske atılmasın, dediler. Daha başka düşman ağzına yakışan ne...
Afrin’e girmeyin, orası sizin için Vietnam olur, dediler. Afrin’e kadar ilerlensin, fakat kesinlikle şehir merkezine girilmesin, lüzumsuz yere askerimiz riske atılmasın, dediler. Daha başka düşman ağzına yakışan ne kadar laf ü güzaf varsa hepsini sarf ettiler.
Askerimizi Afrin’e girmekten vazgeçirmek için her türlü algı şekillerini kullandılar; hükümetle asker arasındaki mevcut ahengi acaba bozabilir miyiz diye heybelerinde ne kadar melanet varsa bütününü yollara döktüler. Sonuç ne oldu? Yine kaybettiler, yine millet önünde rezil oldular, yine morardılar.
İşi pişkinliğe vurduklarına bakmayın, bu tür müptezeller, aynaya bakmaya bile cesaret edemezler; vicdanları tarafından ebedi utanca mahkûm edilmişlerdir, kendileriyle yüzleşemezler.
Aslanlar gibi Afrin’e girildi. Sivil topluma zerre kadar zarar vermemek için azami hassasiyet gösterildi. Afrinliler, onlar için canlarını hiçe sayan yiğitlerimizi görünce bayram sevinci yaşadılar. Senelerdir kendilerine cehennem hayatı yaşatan terör odaklarından kurtuluşlarını cennet iklimli bahar neşideleriyle karşıladılar.
Teröristler, Mehmetçiği görünce aslan görmüş yaban eşeği gibi kaçıştılar. Bazı satılık hainler bize bu kaçışı, sivillere zarar gelmesin diye yapılan bir ricat olarak dillendirmeye çalışsa da gerçek ortada. Dört bine yakın kelle vermeden önce böylesi bir ricat söz konusu olsaydı belki söylediklerinde bir hakikat payı bulunabilirdi; fakat bunca leş sürüsünü zayiat verdikten sonra kaçışın böyle bir yorumu hak etmesi mümkün değildir. Ne ki kaçmak onları da kurtaramayacaktır; nitekim Mehmetçik şahin bakışını Kandil’e çoktan çevirmiştir.