Bir kez daha cepheler alenileşti…
Yüz yüze gelerek karşı karşıya savaşmak yerine küresel aktörlerin verdiği son teknoloji ürünü tanksavar ve silahlarla arkadan pusu kurarak savaşmak er meydanına çıkan mert askerlerin işi değil. Bu...
Yüz yüze gelerek karşı karşıya savaşmak yerine küresel aktörlerin verdiği son teknoloji ürünü tanksavar ve silahlarla arkadan pusu kurarak savaşmak er meydanına çıkan mert askerlerin işi değil. Bu tarz savaşmak teröristlerin işi, terör ehlinin. Çünkü tabiri caizse aşk erleri kanı göğüslerine akıtma azmiyle yüz yüze savaşıyor.
Ama bir de muğlak duruşları, kaypak söylemleriyle kendi doğru bildikleri ölçüye “lümpen, biatçı, yalaka, ülkücü” diye yaftalamaya, herkesi hizaya getirmeye çalışan taraf tutmazlar var. Söylemleriyle birleşmeye değil düşmanlığa alet edildiklerinin farkında olmayacak kadar örtülü vicdanlarıyla.
Evet, sıcak savaşın başlamasıyla birlikte dolaylı imacılar, kıvırtanlar, ikbal ve menfaat üzerinden bir tarafa yamanmaya çalışanlar, kışkırtıcılar, üçüncü yolcular, herkesi kucaklayalım’cılar, ılıman olmak adına vicdanını örtenler, şunlar bunlar herkes hızla tarafını bulmaya ve alenileşmeye başladı.
Çünkü savaşmak için karşı karşıya cephede olmak gerekiyor. Algı operasyonlarıyla, fitne fesat ekimiyle, kışkırtma moderasyonuyla, pusu hile ve üçkağıtla elbet savaş kazanılıyor ama zafer kazanılamıyor.
***
Cephede şehit olmaya giden askerlerin, özel tim elemanlarının bıraktığı vasiyetleri, yazdıkları son mektupları okuyoruz günlerdir. Nasıl da kararlı, iradeli, net ve sade sözleri. Analizlerle, yorum ve fikir jimnastikleriyle, dedikodu ve sen ben davalarıyla örtülmemiş vicdanları.