Biraz da gönül particiliği artık!
Kendini devletin sahibi olarak gören ulusalcı laik çevrede büyüdüm. Milli şef adayı idi her genç. Epeydir onların AKP nefretinin gerçeği görmelerine perde olması yüzünden AKP’li kadroların da...
Kendini devletin sahibi olarak gören ulusalcı laik çevrede büyüdüm. Milli şef adayı idi her genç. Epeydir onların AKP nefretinin gerçeği görmelerine perde olması yüzünden AKP’li kadroların da yanlışları giderek çoğaldı. CHP zihniyetindekiler ise yanlışı görebildikleri kadar doğruyu göremez hale geldiler.
AKP nefretiyle üstün körü ve sığ bir devlet muhalifliğine teslim olmaları bana çok ironik geliyor. Teröristle işbirliği yapmaya dahi göz yuman bu anlayış yüzünden nefret çoğaldı, hile ve şaibeden medet uman kitleler bir kez daha darbelere, Gezi kalkışmalarına, 15 Temmuz’lara yeşil ışık yakacak kıvama getirildi çoktan. Bu bir parti meselesi değil, yerli olmakla yabancı olmak arasındaki uçurumdur vesselam.
* * *
Son 25 yıldaki birkaç olaya bakalım. Misal postmodern darbe yapmaya halkı ikna etmek için öncesinde kurgulanan kanlı eylemleri, parti kapatma gerekçesi oluşsun diye yapılan hileleri, Susurluk Ergenekon gibi inanılmaz çetrefilli süreçlerin dışarıdan yönetilme biçimlerini, ekonomik kriz zenginlerini, her gün patlayan bombaları tek tek bilgileriyle anlatmaya kalkıştığımızda, kaba genellemeci bir tutumla bizi bazen bölücülükle bazen liberallikle bazen irticacılıkla ve şimdi de particilikle suçlayan gözünü nefret bürümüş kişilerle karşılaştık hep.
Kulaktan dolma yanlış bilgilerle manipüle edildiklerinin farkına varamıyorlardı. Biz de yanıldık nitekim, Ergenekon sürecinde geç uyandık, bazı olayların iç yüzünü görmekte geç kaldık.
Şimdi bir kez daha! Ah diyorum ah! Susmam gereken yerde konuştuğum için kızıyorum kendime.