Dost kokusu; burada ve her çağda!
Hayatı sürgünlerde geçen ve on altı küsur yılını Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı Limni'de geçirdikten sonra orada vefat eden on yedinci yüzyılın büyük mutasavvıflarından Malatyalı...
Hayatı sürgünlerde geçen ve on altı küsur yılını Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı Limni'de geçirdikten sonra orada vefat eden on yedinci yüzyılın büyük mutasavvıflarından Malatyalı Niyazi Mısri Hazretleri, gemiyle Gelibolu'ya ulaşır. Orada çok sevdiği dervişler ve halifelerinden Mudurnulu Şeyh Sükûnî Efendi Hazretleri oturuyordur.
Sukûnî, ilim tahsil etmek maksadıyla İstanbul'a gitmiş devrin âlimlerinden Bıçakçızâde'den ilim tahsil etmiştir. Gönlü tatmin olmayınca Niyâzî-i Mısrî'ye intisâb ederek seyr ü sülûk çıkaran hazret, müftü olarak gönderildiği Gelibolu'da aynı zamanda hilâfetle görevlendirilmiştir.
Hazreti Mısrî (ks) gemiden inip doğruca Şeyh Sükûnî'nin evine gelir. Kapısını çalar. Kapıyı Şeyh'in eşi açar. Mısrî ona: “Şeyh Sükûnî birâderim burada mıdır?” diye sorar. “Efendi bâğa teşrîf eylemişti” diye cevap verir. “Geldiği zamân benden selâm söyle. Yarın Tûbâ ağacı altında birbirimizi buluruz” der ve yoluna devam eder. Sonra gemiye gelip Limni'ye yönelir.