Evet ve hayırla hakikatte neyi oyluyoruz?

Evet. Hayır. Mana dilinin bütün genişliğini vadeden iki kelime. Bugün bu iki kelimenin tek anlamıyla saf tutuyor bu dünyanın savaşçıları. Siyasetin dili de manaya dahil, elbet hikmeti içinde. Ama bugünkü gibi soru...

Evet. Hayır. Mana dilinin bütün genişliğini vadeden iki kelime. Bugün bu iki kelimenin tek anlamıyla saf tutuyor bu dünyanın savaşçıları. Siyasetin dili de manaya dahil, elbet hikmeti içinde. Ama bugünkü gibi soru formatında bir gerçeklik ne kadar da eksik kalıyor her seferinde.
Bir halden diğerine durmadan evrilip çevrilen, inkılap eden kalbin referandumu hangi resmi kayda geçebilir ki tek mana üzre?
Evet derken daha fazlasını kast ediyorum. Cevabı kendinden ilhamlı bütün soruların. Hepsi kaynağından çekiyor cevabın kast ettiği bütün anlamları. O kadar ki, bu dünyanın evetlerine gide gide hayırlarını da içeriyorsun.
Kabe'de tavaf eder gibi, bütün yönlere. Nihayetinde yönsüzlüğe döndüğünü bile bile.
***
Neye rağbet ettiğini bilmeli insan. Günleri, yılları, dakikaları ömrün devirlerine dağıttığında rızkını bitirene dek hakkını alıyor herkes. Müstahak olduğunu. Nasibini, kendi biriktirdikleriyle yapıyor.
Nasibine giderken savaşma eğiliminin duyulmadığı Recep ayında içe yönelmeli. Cevaplardan soruya dönmeli. Evet'in sorusuna, hayır'ın sorusuna kendi izlerine basa basa, aslına dek dönebilmeli. İçine dek.
Hangi Recep'indesin ömrün? Evet'in hangi Recep'e? Ya hayrın?
İçe yönelmeli insan evet. İçeride ne var? Sözsüz ayetler. Sustuğumuz dillerde, gerçeği kendinden kanıtlı bir ilim. Kalp. En içeride, en mahrem.
Evetleri hayırları özünde bir'leyen, aslına gittikçe celalinden de cemalinden de Hakkı gören, Hakkı bilen gönül.
Aşık olan.
Bugünün aşıkları yine tenhada. Tenini can eyleyenlerin suskunluğunda, içten içe Hakkın dili, eli, gözü olmaklarda… Ömrün Regaib gecesinde rağbet ettiklerine karışıp dönüşmekte, Hakta fani olmaklarda… Aşıklar evet. Hep üç aylarda!
***
Aşk engel tanır mı? Hayır'da da evet'te de hem öyle hem böyle. Ne öyle ne böyle. Her şekle girer, her elbiseye bürünür. Evet de kendi. Hayır da. Atan el ile tutan el bir. Arzuda da korkuda da. Gazabıyla kavuran da, rızasıyla kavuran da kendi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu mecradaki son yazı 22 Haziran 2019 | 307 Okunma İstanbul’dan Elmalı’ya beldeleri merkez yapan nefes! 18 Haziran 2019 | 141 Okunma Öğrenmenin önündeki en büyük engel: Benlik kibri 15 Haziran 2019 | 274 Okunma Siyaset meydanı da ‘akleden kalb’e dahil 11 Haziran 2019 | 62 Okunma Birlikte geçilen kapılar, tek başına girilemeyen odalar 08 Haziran 2019 | 159 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar