Gönül sarayında...
“Akan kanın bir numaralı sorumlusu olarak saraydaki sultandır” veya “saray hırsı yüzünden padişah kan döküyor” diye kestirip atanlar bu kendi kendilerine uyguladıkları algı operasyonu sonucu hakikate giderek...
“Akan kanın bir numaralı sorumlusu olarak saraydaki sultandır” veya “saray hırsı yüzünden padişah kan döküyor” diye kestirip atanlar bu kendi kendilerine uyguladıkları algı operasyonu sonucu hakikate giderek körleşe dursunlar... Terörü meşru gördükleri oranda barışın dilinden giderek uzaklaşadursunlar... Sana savaş yaptırmayacağız derken ağızlarında barış sözcüğü ile nefret ve öfke dolu olarak savaşa hizmet etmeye devam ededursunlar...
Saray, taht, sultan, padişah... Biraz da hakikatine bakalım bu kelimelerin. Zira ağızdan çıkan her söz, ihtiva ettiği bütün anlam katmanlarını kuşanarak kesintisiz bir zikir gibi yayılıyor kainata. Yok olmuyor.
Saray, aşk şiirinde gönüldür. Gönül, dar ve karanlık bir hücredir. Gönül; nefsi temizlemekle açılır, genişler. Kibir ve kin bu hücrenin kilididir. Bu kilidi kırıp açmak gerekir. Bugün hiçbir entelektüel donanıma veya çok yönlü yorumlara ihtiyaç duymadan kibir ve kin üzerinden saray / sultan benzetmelerini kan dökmek üzerinden kullananların biraz da kendi nefislerinin suretini görmelerinde adalet duygumuzun onarılması açısından epey fayda var.