Gurbet bir harekettir!
Bir pencere oluyor bazen bütün hayat. Yaklaşıp cama alnımı dayıyorum. O anda azalıyor çokluklar. Dedikodular, gündelik telaş, çatışmalar, kaba saba genellemeler silinip gidiyor. Hepsi bir buğu oluyor nefesimden cama...
Bir pencere oluyor bazen bütün hayat. Yaklaşıp cama alnımı dayıyorum. O anda azalıyor çokluklar. Dedikodular, gündelik telaş, çatışmalar, kaba saba genellemeler silinip gidiyor. Hepsi bir buğu oluyor nefesimden cama yansıyan.
Pencerelerin gerisinde irili ufaklı hayatlar. Atletli adamlar. Ütü yapan kadınlar. Ellerinde akıllı telefonla kendinden geçmiş çocuklar. Bazen bir piyano sesi yükseliyor yan taraftan. Mola anı. Aynı bahçeye açılan birçok pencereden birisindeyim.
Çokluklar azalıyor ve fakat sonsuza dek açılıyor neredeyse pencerem. Bulutlara, gökyüzüne, yıldızlara, güneş ve gökadalara. İçine bilmediğim uzaklıkları, tahayyül edemediğim mesafeleri alıyor. Kanadı gıcırdamıyor, pervazı dökülmüyor, camı aşınmıyor.
Nasıl bir şeyse bakmak, bir pencere bazen bir hu diyesiye... Yıllara açılıyor bir buğu olup. Anıları aralıyor, hafızayı arındırıyor, havadar bir iklime götürüyor insanı. Ömür oluyor pencere. Bir ömrün tüm değişimlerini, gözyaşı ve kahkahalarını yansıtan pencere. Aynanın dökülen sırrını kendinde tutan... Bahçedeki çiçeğin, ağacın, örümceğin, hurmanın, kumruların miracına açılan...