İçimizdeki teröristi bir Hu ile dağıtıp süpüren!
Ramazan'ın son on günü itikaf, tefekkür, kendine dönme... Derken bizde bitip tükenmeyen patlamalar, çatlamalar. Canlı bombaların cansız bıraktığı masumlar, sönen hayatlar... Bunca celalin cemale dönmesi ve...
Ramazan'ın son on günü itikaf, tefekkür, kendine dönme... Derken bizde bitip tükenmeyen patlamalar, çatlamalar. Canlı bombaların cansız bıraktığı masumlar, sönen hayatlar... Bunca celalin cemale dönmesi ve dökülen kanların can olması niyazıyla...
Terörle mücadele etmenin en müthiş yönteminin hayata devam etmek olduğuna inandığımda 94 yılıydı. Gazeteden çıkmış, Taksim'de az sonra bomba patlayacak olan otelde arkadaşlarımla buluşmaya gidiyordum. Gerçi biz orada buluşmadan patlama haberini almıştık ama alamayanların ölüsü çıktı oradan.
Güneydoğu'da yargısız infazların, gözaltında kayıpların, köy bombardımanlarının belki en şiddetli olduğu dönemdi. Kameralar vardı ama açık değildi. Gözden kaçırılan kim bilir kaç paralel devlet vardı devletten içeri. Daha önceki yıllarda da sağ sol çatışmasını yaşamış bir nesilden geliyoruz az çok. Sokak barikatlarına, araç yakmalara belki alışkındık ama belediye destekli hendek kazmaya, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmaya aşina değildik bu yıla kadar. Daha neler göreceğiz derken, başkaları çok daha fazlasını görmüş oluyor hep bu topraklarda.