Kurban ve kavuşma özlemi
Razı olmanın gücüne hangi iktidar, hangi rekabet hırsı karşı koyabilir?Medine Mekke yolunda, çöldeydim. Kurban ettiğim koyunumun tertemiz iç yaşantısına dalmıştım. Sonsuzluğun uzayıp giden...
Razı olmanın gücüne hangi iktidar, hangi rekabet hırsı karşı koyabilir?
Medine Mekke yolunda, çöldeydim. Kurban ettiğim koyunumun tertemiz iç yaşantısına dalmıştım. Sonsuzluğun uzayıp giden gündüzünde, rıza ve sabrın gecesine doğru yürüyordum.
Hiçbir şey kıpırdamıyordu. Bu taş, bu kum, bu deve...
Hepsi seyr ü süluk’unu durarak yapıyor gibiydiler.
Ne çok beklemiştim kavuşmayı. Sonsuz devran içre. Bir koyun gibi elini ayağını bağlatıp boynunu sahibine uzatmadan, kendine ait sandığın ne varsa, -mesela canını- sahibine iade etmeden kurbana kaç adım yaklaşabilirdin ki?
Çöl. Evvelinden ahirine uzanmış seni bekliyordu, niyetini gözlüyordu. Yalnızlığındı çöl. Susuzluğun, hararetin, kavuşma özlemindi. Bu çoraklık, bu ıssızlık içinde kendi çehrene bakıyordun.