Muhalefet etmenin daha adaletli bir yolu yok mudur!
Büyük Allah’ımız var, yazacak ne çok şey var. Bu millet her kesimiyle bir arada 15 Temmuz’da öfkesiz, şiddetsiz, kin ve nefretsiz büyük bir direniş sergileyerek vatanını işgal ve darbe ile tutsak edilmekten...
Büyük Allah’ımız var, yazacak ne çok şey var. Bu millet her kesimiyle bir arada 15 Temmuz’da öfkesiz, şiddetsiz, kin ve nefretsiz büyük bir direniş sergileyerek vatanını işgal ve darbe ile tutsak edilmekten kurtardı. Canı pahasına kendisi için neyin doğru olacağına karar verdi.
Hani her fırsatta demokrasisi insan hakları filan hep alt sıralarda olarak gösterilen bu ülkenin evlatları kanlarını göğüslerine akıtarak geleceğine, demokrasisine, milli ve külli iradesine sahip çıkmakta pek çok halktan daha basiretli davrandı. Sevebilenler kavuştu, hemhal oldu, yerli yerine koydu hakkı hukuku. Sevemeyenler zulmette kaldı bütün yabancılıklarıyla.
Nefretle kinle öfkeyle vatandaşını katleden darbecilerin ve bu darbeye zemin hazırlayan kanaat önderlerini savunanların itibarlı muhalif aydın olduğu bir zeminde kaymadan ilerlemeye çalışıyoruz.
Bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanını darbeyle indirmeyi ve hatta katletmeyi meşru görenleri ve kamuoyuna meşru göstermeye çalışanları muhalif olma adına hoş görmek zorunda mıyız? Bu zulme ortak olmaktır, oysa insan hakları olarak pazarlanıyor.
***
Barış masasının saat be saat kimler tarafından nasıl devrildiğine, barış sürecinin nasıl katliamlarla cinayetlerle provokasyonlarla sızıntı haberlerle sabote edilmeye çalışıldığına, hükümete bu barışı yaptırmayacağız diyenlerin daha ilk günden nasıl kararlı olduklarına ve bu uğurda patlayan bombaları dahi sineye çektiklerine defalarca şahit olmadık mi?