Nefsini ümmet kılmaya niyet edenlerin yolu
Aynı memlekette aynı sokakta, aynı marketten alışveriş yapıyor, bambaşka hayatlar yaşıyoruz. Biri inancı gereği yıllarca 28 Şubat döneminde hapis yattıktan sonra bir gece tanklara karşı vatanını ve...
Aynı memlekette aynı sokakta, aynı marketten alışveriş yapıyor, bambaşka hayatlar yaşıyoruz. Biri inancı gereği yıllarca 28 Şubat döneminde hapis yattıktan sonra bir gece tanklara karşı vatanını ve ortak geleceğini korumak için sokağa çıkıp şehit oluyor.
Adıyla analım onu. Halil Kantarcı. Haksızlıklar karşısında sabırla metanetle mücadele etmiş, zulme yenik düşmemiş, kendini feda etmekte tereddütsüz bir hayat. Gencecik yaşta şehit olduğunda üç çocuk bırakıyor geriye.
Bir başka vatandaş. Namaz çıkışı vapurda yan yana gidiyorum. Hükümet böyle, cumhurbaşkanı şöyle verip veriştiriyor. İstibdat dönemini geçtik diyor. Derken başlıyor bilmem hangi belediye sınırları içinde arazi almış, rüşvet vereceği yetkili arıyormuş, içine ev yapmak için kaçak olarak! N’apalım sistem böyleymiş.
İşte dedim tam isabet! Bu sebeple, siz böyle olduğunuz için yaşadığınız memleketten size bir hayır da gelmez! Başkalarını hor görürken kendi zaafarına hiç bakmayanların memnuniyetsizliğinden ibaret sanki bütün dökülen masum kanlar! Sanki zulüm yok, suçlu yok, insanların zaafları, hırsları, tamahları, nefretleri yok!
Birileri canını feda edecek denli aşk içindedir. Yakınlaşır, bir olur. Aynı hayatın içinde birileri nefret büyütür, yabancılaşır. Sistem diye diye kendi karanlık çukurunda tepinir.
***