Ramazan cami avlusunda da, sosyal medyada da bir imgesel tasarım değildir!
Ramazan’da özellikle sahur öncesi saatlerde, gecenin içinde kendi sesiyle tenhaya çekilen ve yazmakla yaşayan benim gibiler için kelimeler kendi mecazlarıyla birlikte bazen açılıveriyor. Ucundan da olsa...
Çok bildiğinizi sandığınız bir kelimeye bambaşka anlamlar vermeye başlıyorsunuz.
Önceki yazımda da belirtmiştim. Çalışırken televizyonun ekranına gözüm takılıyor arada. Lakin sesi kısık olduğu için sadece alttan geçen haber şeridine bakmakla bile dünyanın cinneti iç dünyanıza geçiveriyor.
19 Mayıs gecesi haber şeritlerinde sık sık ‘ulusal egemenlik’, ‘kurtuluş savaşı’, ‘milli mücadele’, ‘bağımsızlık’ gibi sözcükler akıp duruyordu. Fakat ironi şuradaydı ki, aynı haberin devamında her fırsatta ülkesinin tökezlemesinden memnun olanların yaptıkları, söyledikleri, edip kıldıkları uçuşuyordu. Bir kez daha dikkatimi çekti:
Milli mücadele ve ulusal egemenlikten en çok dem vuran yerli milli ve ulusalcı kitle değil miydi şimdi Erdoğan ve din düşmanlığı yüzünden ülkenin tökezlemesinden medet umanlar!
***